scmplayer

1 Haziran 2016 Çarşamba

          2500 TL Oyun Bilgisayarı Toplama Rehberi Parça Listesi:
Anakart: MSI B150M Bazooka – Satın alınan fiyat 350 TL
Tam kod: MSI B150M BAZOOKA Intel B150 2133MHz DDR4 Soket 1151 mATX Anakart
Ekran Kartı: MSI GTX 950 Gaming 2G – Satın alınan fiyat 700 TL
Tam kod: MSI Nvidia GeForce GTX 950 2GB 128Bit GDRR5 (DX12) PCI-E 3.0 Ekran Kartı (GTX 950 GAMING 2G)
RAM: Kingston HyperX Fury Black 16GB DDR4 2133 MHz  – Satın alınan fiyat – 345 TL
Tam kod: Kingston HyperX Fury Black 16GB (8×2) 2133MHz DDR4 RAM (HX421C14FBK2/16) CL14
SSD: Kingston HyperX Fury 120 GB
Tam kod: Kingston HyperX Fury 120GB 500MB-500MB/s Sata3 SSD (SHFS37A/120G)
İşlemci: Intel Core i3-6100
Tam kod: Intel Skylake Core i3 6100 3.7GHz 3Mb Cache LGA1151 İşlemci
Sabit Disk: Seagate 7200 RPM 1 Terabyte – Alınan fiyat – 190 TL
Tam kod: Seagate Barracuda 1TB 3.5″ 7200RPM Sata 3.0 NCQ 64Mb Sabit Disk (ST1000DM003)
Kasa ve Güç Kaynağı: Cooler Master N200 ve 500 Watt dahili 500 Watt Cooler Master güç kaynağı – alınan fiyat – 280 TL
Tek kasa kodu: Cooler Master N200 USB 3.0 ATX Siyah Kasa (RC-NSE-200-KKN1)

Kasa ve güç kaynağı olarak ayrı almak isteyenler için aynı toplam fiyata alternatif ek güç kaynağı: High Power 500W Aktif PFC Yüksek Verimli Power Supply (AE-A500-V1)

19 Mayıs 2016 Perşembe

   Argo dosyasında pek çok üstat (hacker) tanımlaması bulunmaktadır. Bunlar genellikle kod üstadlarını teknik beceri sahibi, problem çözmeden zevk alan ve sınırları aşan kişiler olarak tanımlarlar. Eğer nasıl üstat olunacağını öğrenmek istiyorsanız, bu tanımlardan sadece iki tanesi ilgi sahamızda olacak.

   Uzman programcılar ve ağ sihirbazlarının, ilk zaman paylaşımlı mini bilgisayarlarla ve en eski ARPAnet deneylerine kadar uzanan onlarca yıllık bir toplulukları ve ortak bir kültürleri vardır. Üstat (hacker) kavramını bu kültürün üyeleri ortaya çıkarmışlardır. İnternet'i kuran üstatlardır. Webi ayakta tutan üstatlardır. Eğer bu kültürün bir parçasıysanız, bu kültüre katkıda bulunduysanız ve insanlar sizin kim olduğunu biliyor ve size üstat diye hitap ediyorsa, siz bir üstatsınız.

SAÇ BAKIMI


Protein bakımından son derece zengin olan yumurta özellikle cansız, boyadan veya güneşten yıpranmış kuru saçlar için önerilen maskelerin hemen hepsinde yer alır. Vaktiniz yoksa sadece 1 yumurtayı (saçınız uzunsa 2 yumurta kullanabilirsiniz) köpürünceye kadar çırpın ve masaj yaparak saç derinize sürdükten sonra kalanı kökten uçlara kadar sürüp 20-25 dakika bekletin. Unutmayın yumurtayı ıslak saçlara (fazla suyu havluyla alınmış) süreceksiniz. Maskeyi temizlemek için soğuk su (soğuğa yakın ılık su da olur) ve hafif bir şampuan kullanır. Haftada bir yapılan yumurta maskesi saçı nemlendirir, saç derisini yumuşatır, saça parlaklık verir ve kırıkları azaltır.

 Saçın ve Saç Derisinin Temiz Olması Önemli

 Koparak dökülmelerin ve kepeğin başlıca nedeni saç derisinde kalan jöle, köpük gibi saç bakım ürünlerinden kalan artıklar, toz ve yağ nedeniyle tıkanan saç kökleridir. Bu nedenle saç derisinin her zaman temiz olmasına dikkat edin. Eğer saç kökleri kirden dolayı tıkanırsa saç telleri zayıflar, koparak dökülmeler artar ve saçınız donuk görünür.

 Saçı ve saç derisini temizlemek için doğal saç bakımı rutinine ekleyebileceğiniz 2 basit uygulama var. İlki haftada 1-2 kez saçı sirkeli suyla durulamak. Bunun için 2-3 litre suya 1 su bardağı sirke ekleyin ve saçınızı şampuanladıktan sonra bu suya durulayın. Sirke saç ıslakken koku yapabilir ancak saç kurudukça bu koku hafifler. Kokudan memnun değilseniz sıralamayı tersine çevirebilirsiniz. Yani önce saçınızı sirkeli suyla ıslatabilir daha sonra şampuanlayabilirsiniz. Sirkeli su saçı temizlemeye ek olarak saça hacim ve doğal bir parlaklık verir.

 İkinci uygulama ise karbonatla yapılan saç terapisi. 3 yemek kaşığı karbonatı 2 litre suyla karıştırın ve sirkede olduğu gibi saçınızı bu suyla durulayın. Karbonat saç ve saç derisinde kalan artıkları temizlerken saç derisinin pH değerini dengeleyerek saçı yıpratan cilt hastalıklarına karşı koruma sağlar.

 Çok Sıcak Suyla Yıkanmayın

 Saç derisinde üretilen yağın fazlası belki kötü ancak saç derimizin ve saç tellerinin bu yağa ihtiyacı var. Eğer bu yağı tamamen ortadan kaldırırsanız çok çabuk kırılan, kuru ve donuk görünen saçlarınız olur. Çok sıcak suyla yıkanırsanız saç derisinde bulunan bu yağ tamamen ortadan kalkar. Belki 15 günde birçok sıcak suyla yıkanmanın bir zararı olmaz ancak haftada 2-3 kez saçlarınızı sıcak suyla şampuanlıyorsanız bir süre sonra saçlarınız kuruyacaktır. Soğuk suyun sıcak suya göre bir diğer avantajı da saç derisindeki kan dolaşımını arttırarak canlılık vermesidir. Saç derisindeki kan miktarı arttıkça saç kökünde bulunan hücrelere giden oksijen miktarı da artar. Ne kadar çok oksijen o kadar iyi.

 Saçı Yumuşatmak İçin Bal

 Saçlarınızın çok sert ve kuru olmasından şikayetçiyseniz evde uygulayabileceğiniz bal maskesi tam size göre. 1 yemek kaşığı balı biraz kıvam vermek için 2 yemek kaşığı zeytinyağıyla karıştırdıktan sonra saçınıza ve saç derinize sürün. Yaklaşık 30 dakika beklettikten sonra hafif bir şampuanla saçlarınızı yıkayın. Saçlarınız çok kuruysa veya çok kırılıyorsa bu uygulamayı haftada 2 kez yapabilirsiniz. Balla yapabileceğiniz bir diğer saç maskesi de süt, bal maskesidir. 1 yemek kaşığı balı yarım bardak süte ekleyin ve iyice karıştırın. Karışımı saçınıza ve saç derinize masaj yaparak sürdükten sonra 15 dakika bekletin ve şampuanla temizleyin.

 Saçınızı Çok Sık Yıkamayın

 Çok sık yıkamak saçı ve saç derisini kurutur ve buna bağlı olarak saçlar cansız görünür ve kırıklar artar. Saçınızı haftada 1-2 kez yıkamanız yeterli. Çok yağlanıyorsa her iki yıkama arasında kuru şampuan kullanabilirsiniz.

 Badem Yağıyla Saçınızı Nemlendirin

 Uçların sık sık kırılması ve bu kırıkları aldırmak saçın istediğiniz sürede uzamasının önündeki en büyük engellerden biri. Bundan korunmak için badem yağı veya zeytinyağıyla bakım yapabilirsiniz. Saçınızın uzunluğuna göre belirleyeceğiniz miktarda badem yağını ocakta ılıyıncaya kadar ısıtın (40 saniye kadar yeterli olacaktır). Çok kısık ateş kullanın ki hem yağ çok ısınmasın hem de yanmasın. Daha sonra ılık yağı saç derisine masaj yaparak sürün ve kalanı kökten uçlara kadar yedirin. Yağı 30 dakika beklettikten sonra şampuanlayabilirsiniz. Sıcak yağ bakımı yapmak için yeterince vaktiniz yoksa eve geldiğinizde sadece saç uçlarına bir miktar badem yağı veya zeytinyağı sürebilirsiniz.

 Saçınızı Güneşten Koruyun

 Saçımız da cildimiz gibi güneşin zararlı UV ışınlarına karşı korumasızdır. Güneş saç tellerini ve saç derisini kurutarak saçı cansızlaştırır ve kurumasına, rengini kaybetmesine neden olur. Güneşin bu olumsuz etkilerini önlemek için yüksek koruma faktörlü saç kremi kullanın veya şapka takın.

 Saçınız güneşten yıprandıysa şu bakım maskesini uygulayabilirsiniz. 2 yemek kaşığı balı 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 yumurtanın akıyla iyice karıştırıp saçınıza sürün. 20 dakika bekletip hafif bir şampuanla yıkayın ve iyice durulayın.

 Saçınızı Doğal Kurutun
Saç kurutma makinesi, saç maşası gibi aletler sık kullanıldıklarında saçı kurutur, koparak dökülmeleri artırır ve uçların daha sık kırılmasına neden olur. Yıkandıktan sonra evde oturacaksanız saçlarınızı havluyla çok fazla hırpalamadan olabildiğince kurutun ve doğal kurumaya bırakın. Saçınızı ıslakken kesinlikle fırçalamayın. Saç kurutma makinesi kullanacaksanız en azından en soğuk ayarında kullanmaya çalışın. Bunlara ek olarak kırıkları 5-6 haftada bir kesin.


Saç Bakımı ve Beslenme

 Cilt bakımında olduğu gibi saç bakımında da temel kural içten dışarı doğru sağlıklı saçlardır. Yani dışarıdan ne kadar bakım yaparsanız yapın, saçlarınıza ne kadar özen gösterirseniz gösterin düzgün beslenmiyorsanız ilerleyen yaşlarda saçınız mutlaka sağlıksız görünecektir. Vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri tam olarak alarak, fast-food ve konserve gıdaları daha az tüketerek, yeteri kadar su içerek saçınıza en büyük iyiliği yapabilirsiniz.

VAMPİRLER

Vampir kültürü Babil'den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsaneleri Orta Çağ’da yayıldı. 1200'lerde İngiltere'de Galli bir din adamı olan Walter Map bir vampirin bütün bir köy ahalisinin kanlarını emmek suretiyle öldürdüğünü iddia etti. Map’ın iddiasına göre köyde sağ kalan son kişi kılıcını çekip kana susamış cehennem yaratığının kafasını ensesine kadar ikiye bölmüş ve tehlikeyi sona erdirmişti.

Vampir varlığına inanan bilim insanları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir ; Acıyı en az düzeyde hissederler, vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur, göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz. Beklenmedik zamanda, fark edemeyeceğiniz kadar hızlı ve bir o kadarda güçlü tepkiler verebilirler. Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir. Gün ışığından etkilenmezler.(Vampirlerin güneş ışığında yok olduğu fikri Friederich Wilhelm Murnau'nun Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi filminde ortaya atılmış, Popüler kültür'e ait modern bir düşüncedir.) Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karşı koymak imkânsız gibidir. Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayacağı bir şekilde dışarıya vurmazlar. Bahsedildiği gibi köpek dişleri ilgi çekici büyüklükte değildir.

Sadece Hıristiyan Avrupa'da değil çeşitli toplumlarda vampir efsaneleri yaratıldı. Hindistan’da kimi kadınlar, uyurken kana susamış cinlerin saldırısına uğradıklarına inanırlar. M.Ö. 700 yılları civarında yazıldığı tahmin edilen, orijinali Sanskritçe’den pek çok dile ve yerel Lehçeye çevrilen bir öykü ve efsane koleksiyonu olan Vikram ve Vampir bu inanışa örnektir. 1001 Gece Masalları’nda dişi vampirlerle ilgili öyküler yer almaktadır. Yeni Gine’nin Camma kabilesinde Ovengua cini ya da Borneo adasındaki Dayak kabilesinde Buau adlı varlık da benzer inanışlara dayanan yaratıklardır.

Tarihçiler vampir kelimesinin Sırpça, Lehçe ya da Türkçe’den türetildiğini öne sürer. Bu efsanenin ayyuka çıktığı ve vampir avlarının düzenlendiği 1730'lu yıllarda Aydınlanmanın ünlü filozofu Voltaire konuya şöyle bir yorum getirir: “Gerçek kan emiciler mezarlarda değil, aramızda. Borsa spekülatörleri, tüccarlar ve işadamları halkın kanını her gün emmekteler. Bunlar kesinlikle ölmüyor ama yaşarken çürüyor.” Karl Marx'ın konuya yaklaşımı ise şu şekildedir: “Sermaye ölü emektir. Ancak canlı emeğin emilmesi ile vampirlere özgü biçimde hayat bulur. Ne kadar emerse o kadar hayat bulur.”

1820'lerde bir eleştirmen “Vampiri olmayan tiyatro yok“ diye veryansın etmiştir. Yazar Sheridan Lefanu‘nun 1872'de yazdığı “Carmilla” adlı öyküyle vampirler, aralarına ilk kez bir kadını almışlar buradan da vamp sözcüğünü türetmişlerdir.


İrlandalı yazar Bram Stoker, 1897’de yazdığı “Drakula” adlı eserinde türün bütün mitlerini toparladı ve bu konudaki en iyi klasiği meydana getirdi. Bu kitap vampir efsanesinin sinemaya da atlamasına neden oldu. Alman dışavurumcu yönetmen Murnau, 1922’deki ünlü klasiği “Nosferatu” ile sinema tarihindeki ilk vampir filmini çevirdi. 1930'lu yıllarda Hollywood’un en gözde konularından biri vampirlerdi. Sinemanın en tanınmış vampir oyuncusu ise Christopher Lee'ydi. Zaman içinde vampirler pusuya yatmış canavar görünümünden kurtulup şık, baştan çıkartıcı, güzel yaratıklar haline geldi. Francis Ford Coppola ise Bram Stoker’ın romanından yaptığı özgün uyarlama ile vampirlerin hayatını bir trajedi olarak yorumladı. Stephenie Meyer'ın 2005 yılında yazmaya başladığı Alacakaranlık roman serisi (ve 2008'de başlayan film uyarlamalarıyla) vampirler canavarlıktan kahramanlığa terfi ettiler.
EN İYİ 10 FİLM

Sinema tarihinin en iyi 10 filmini IMDb belirledi.

1.  The Godfather (Baba) – 19729,2

Her ne kadar Esaretin Bedeli IMDB’ de 1. olsada The Godfather dünyanın gelmiş geçmiş en iyi filmi olduğunu düşünüyorum. Bunun için birinci sıraya The Godfather’ ı yazıyorum.



2.  The Shawsank Redemption –  (Esaretin Bedeli) – 1994- 9,3



3. The Godfather II (Baba II) - 1974 - ★ 9,0



4.   The Dark Knight (Kara Şövalye) - 2008 - ★ 9,0





5. Schindler' s List (Schindler' ın Listesi) - 1993 -  8,9





6.  12 Angry Men (12 Öfkeli Adam) - 1957 -  8,9





7.   Pulp Fiction (Ucuz Roman) - 1994  8,9





8.  The Lord of the Rings: The Return of the King (Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü) - 2003 -  8,9



9.  Il buono, il brutto, il cattivo (İyi, kötü ve çirkin) - 1966 -  8,9






10.  Fight Club (Dövüş Klübü) - 1999 -  8,9












bulut teknolojisi

BULUT TEKNOLOJİSİ NEDİR ?
Bulut-teknolojisi  en yalın haliyle hiçbir kurulum gerektirmeyen web tabanlı uygulamalar ile işlemsel olarak kolaylık sunan online depolama hizmetidir.  İnternet üzerinde barındırdığımız tüm uygulama, program ve verilerimizin sanal bir makine üzerinde yani en çok kullanılan adıyla bulutta depolanması ile birlikte internete bağlı olduğumuz cihazımızda her lokasyon da bu bilgilere, programlara ve verilere kolaylıkla ulaşım sağlayabildiğimiz hizmetin tümüne bulut teknolojisi (cloud) adı verilmektedir.  Kullanıcılara iş ve günlük yaşamlarında kolaylık sağlayan ve donanımsal engellerden de kurtaran bulut tabanlı hizmetler hayatımıza gireli yaklaşık 3 yıl oldu ve online yaşamın vazgeçilmez öğelerinden birisi haline geldi.  Buluta erken adapte oluşumuzu, günlük hayatı kolaylaştırdığını belirtmemizden ötürü incelersek birçok uygulama marketinde Google Play, AppStore gibi birçok platformda bulut paylaşım uygulamaları yer alıyor.
Bulut Bilişim Ne Gibi Faydalar Sağlar?
Bulut bilişimin var olmadığı zamandan bu zamana konuşacak olursak önceden verilerimizi 2,5 ya da 3,5 İNÇ’lik HDD’ler üzerine backup yaparak işlemlerimizi yürütüyorduk. Bireysel anlamda verilerimiz GB olarak yer tutsa dahi artık yüksek rakamlar üzerinden veriler depoluyoruz. Bir de bunları kurumsal firmalar, holdingler için düşünecek olursak akıl almayacak boyutlarda dosya boyutlarıyla yedekleme yaparak verilerin saklanması sağlanıyor.  İşte bu kadar büyük dosya boyutlarında imdadımıza bulut teknolojisi yetişiyor.  Bize fiziksel anlamda kullanılan HDD’lerden daha fazla depolama alanı, hızlı veri transferi ve bu yedekleme üzerinde maliyet tasarrufu yapabilme gibi bir takım olanaklar sağlıyor.  Büyük şirketler için düşünecek olursak büyük bir iş yükünün bulut teknolojisi sayesinde hafiflediğini söyleyebiliriz.
Hızlı kullanım kolaylığı olan, bulut ile bilgisayarın etkileşimine izin veren, bilgisayar ve kullanıcısı ile arasındaki iletişimi sağladığı gibi bir ara yüz ile bağlantı kurulabilmektedir. Bulut bilişim sistemleri API’ler ile kullanılmaktadır.
Kullanılan bulut teknolojisinde sanallaştırma, sunucuların ve depolama cihazlarının paylaşımına ve kullanımının artmasına olanak sağlamaktadır. Var olan sanal makine üzerindeki veriler kolaylıkla farklı bir makine üzerine transfer edilebilmektedir.
Bulut üzerinde çoklu yedekleme alanlarının kullanıldığını belirtmeyi isterim bu sayede güvenilirlik de artmış oluyor. İş devamlılığı için bu denli planlı yedek işlemi önemli rol oynuyor.
En basite indirgeyecek olursak bulut bilişim uygulamalarının bakımı oldukça kolaydır, neden derseniz her kullanıcın bilgisayarında kurulmasını gerektiren bir gereksinim yoktur ve farklı yerlerden erişim sağlanmaktadır.
Bu kadar çok tercih edilen bulut teknolojinin dezavantajları var mıdır?
İnternet ortamında saklamış olduğumuz verilerimize internet bağlantımızın olduğu her lokasyon üzerinden erişebileceğimizi söyledik.  Peki, internet olmayan yerden dosyalarımıza erişebilecek miyiz? Ne yazık ki hayır. Eğer internet olan farklı bir yerdeyseniz ve kullanmış olduğunuz internet bağlantınız düşük hızda bir internet ise veri alış verişiniz de doğru orantılı olarak yavaş olacaktır. Kullanıcıların büyük çoğunluğu bulut teknolojisindeki güvenliğe önem vermektedir. Bulut erişiminize 2. kişiler tarafından açık bulunması durumunda erişim sağlanarak verilerinizin ele geçirilme olasılığı da yok değil. Bunun için bulut erişiminizi güçlü karakterdeki şifrelerle güvene alarak korumanızı arttırabilirsiniz.
Tavsiye ettiğimiz “Bulut” hizmetleri nelerdir?
iCloud
Google Drive
SkyDrive
Dropbox
Yandex.Disk

Son olarak bulut teknolojisi kullanımı ilerlediğimiz yıllarda çok daha artacak, fiziksel anlamda hiçbir şekilde elle tutulur bir verimiz olmayacak kişisel ya da kurumsal tüm işlemlerimiz soyut olduğunu düşünebileceğimiz datalar olarak barınacaktır.

Ücretsiz Yazılımlar

Ücretsiz yazılım, dağıtımı ve kullanımı karşılığında bedel ödenmeyen yazılımlara verilen isimdir.

Genellikle internet üzerinden bilgisayara yüklenmesi olanaklı olan, ve bununla birlikte, kullanımı sırasında herhangi bir ücret talebinde bulunulmayan yazılımlara FreeWare programlar adı verilmektedir. Freware programlar ücretsiz olsalar bile belirli bir lisans yükümlülüğü içerebilirler.

Bazı programlar ise open source yani açık kaynak kodlu yazılımlardır. Diğer bilgisayar programcıları tarafından geliştirilip güncellenebilir ve bu yeni versiyonları internetten indirilebilir. Tabi tüm bunlar yine belli lisans koşulları altında yapılmaktadır.

Bazı Ücretsiz Yazılımlar:

1. Adventure Game Studio 

Adventure Game Studio (ya da kısaca AGS), öncelikli olarak point-and-click tarzı olan macera oyunları ya da Sierra tarzı eski klasik oyunlar yapımında kullanılan ücretsiz bir yazılımdır.

(Space Quest 4, King's Quest 5-6, vb.). Kolaylıkla oyun yapılabilir ve aşırı yüksek programlama gerektirmez. Kendinizi geliştirerek en güzel oyunları yapabilirsiniz.

Daha gelişmiş oyun yapımcıları içinde kullanılabilir. Daha ileri düzey yapımcılar kodlama yaparak oyunlarında kullanabilirler.AGS sadece kendi arayüzünde değil kendi yaptığınız ve düzenlediğiniz birçok kodlamayıda kabul edebilmektedir.

AGS genellikle Sierra macera oyun yapımı üzerine kurulmuştur. Semboller ve işaretler ile oyundaki yönlendirilen karaktere görevler verilebilir.(el,yürüme,inceleme vs.) Ancak bu programın Sierra üzerine kurulmuş olması başka tür oyunlar yapamayacağınız anlamına gelmez. AGS'de aynı zamanda kayıtlı oyun/oyunu kaydetme gibi seçenekler kurabilir,karakter ve nesneler ekleyebilir bunlara animasyonlar verebilirsiniz.

Sistem Gereksinimleri

Herhangi bir oyun yaparken/çalıştırırken dikkat edeceğiniz gereksinimler :

  • ·       Pentium veya daha yüksek.
  • ·       32 Mb RAM
  • ·       Windows 95 OSR2, 98, ME, 2000, XP, Vista ya da 7.
  • ·       DirectX 5 veya daha üstü.
  • ·       DirectX'in kurulu olan ses ve görüntü kardı.

2. Skype 



Skype, İnternet üzerinden iletişim ve telefon görüşmesi yapılmasını sağlayan bir yazılımdır.

VoIP teknolojisini kullanır. Yazılımının geliştiricileri tarafından kodlanmıştır. Özellikle Amerikalıların çok ucuza konuştuğu bu yazılımla dünyada milyonlarca insana internet veya telefonla konuşma imkânı sağlamaktadır. Ekim 2005'te E-kolay'ın başlattığı kampanyada Skype, eBay tarafindan 2,6 milyar dolara satın alınmıştır. 10 Mayıs 2011'de Microsoft'a 8,5 milyar dolar karşılığında satılmıştır.

3. Spotify 

Spotify İsveçli bir müzik veri akışı servisi olup, aralarında Sony, EMI, Warner Müzik Grubu, The Orchard ve Universal'in de bulunduğu
bir dizi seçkin bağımsız plak şirketlerinden seçilmiş müziklerin sınırsızca dinlenmesine izin vermektedir.

Sistem Windows, Mac OS X, iOS, Linux işletim sistemlerini kullanan bilgisayarların yanı sıra taşınabilir aygıtlardan Android, Windows Mobile, S60 ve webOS işletim sistemlerini kullanan aygıtlar üzerinden erişilebilir.

Sonos üzerinde Spotify 2011 Mart ayından itibaren erişilebilmekte ve Finlandiya, Fransa, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık'ta kullanılabilmektedir.

Müziklere sanatçı, albüm, plak şirketi, tür ya da çalma listesinin yanı sıra doğrudan arama ile erişilebilir. Masaüstü istemcilerinde dinleyiciler, uygulama üzerinde bulunan bağlantı aracılığı ile dinledikleri müziği ortak satıcılar üzerinden satın alabilirler. Ekim 2008'de yeni kurulmuş İsveçli bir şirket olan "Spotify AB" tarafından yayımlanan servisin 15 Eylül 2010 itibariyle on milyon kullanıcısı olduğu; bu kullanıcıların bir milyonunun ise ödeme yapan kullanıcılar olduğu belirtilmiştir.

Kullanıcılar ister görsel ve radio tarzındaki reklamlarla desteklenen ücretsiz bir hesap açabilir, ya da ödemeli abonelik satın alarak daha yüksek bitrate akışı ve çevrim dışı erişim gibi bir dizi fazladan özelliğe de sahip olabilirler. Spotify'ı taşınabilir aygıtlar üzerinde kullanabilmek için "Premium" hesap gereklidir.

Spotify şimdilik sadece Avrupa'nın bazı bölgelerinden erişilebilmekte ve ücretli abonelikler sadece bazı ülkelerde kredi / hesap kartı ya da PayPal hesabı bulunan kullanıcılar tarafından kullanılabilmektedir.

4. McAfee Stinger

McAfee Stinger, var olan pasif dizinleri tarayarak olası zararlı yazılımların pasif şekillerini tanımlamaya yarıyan ücretsiz yazılımdır. Yazılımın ücretsiz olmasının sebebi ticari antivirüs yazılımlarda daha önceden tanımlı olan birçok zararlı tanımlamanın zaten ücretsiz olarak (reklam amaçlı) dağıtılmasıdır. Bu açıdan, anti-virus yazılım şirketleri daha çok zararlı yazılımları sezgisel öngörü tanımlaması ile sisteme bulaşmadan bellek üzerinde tespit edebilecek yazılımların daha güvenli olduğu konusunda hemfikirdirler.

5. Mozilla Firefox 

Mozilla Firefox ya da kısaca Firefox, Mozilla Vakfı tarafından geliştirilen özgür bir ağ tarayıcısıdır, eski Mozilla Suite'in yeniden tasarlanmasıyla, Netscape - Gecko tabanlı olarak, XUL kullanıcı arayüz dili ile hazırlanmıştır. Günümüzde İnternet kullanıcılarının yaklaşık olarak %20'si Firefox kullanmaktadır. Özellikle Endonezya, Almanya ve Polonya'da büyük başarı elde etmiş olup bu ülkelerde kullanım oranları sırasıyla %57, %45, ve %44 düzeyindedir. Firefox sürekli olarak pratik hızlı internet kullanımı için kendini geliştirir, ön planda yeni özellikler kazandırır, rakipleri Firefox'un birçok yeni özelliğini kendilerine kopyalamıştır.

Firefox'un geliştirilmesinden sorumlu olan Mozilla Vakfı, "kâr amacı gütmeyen" ama geliştirme ve pazarlama süreçlerinde kullanmak üzere çeşitli gelir kaynakları olan bir kurumdur. Arama motorları ile anlaşmalar yapan Mozilla Vakfı'nın yıllık geliri, 200 milyon dolar civarlarındadır. Örneğin Firefox tarayıcı ile en çok hangi arama motoru kullanılırsa, kullanıma göre arama motoru şirketleri örneğin Google, mozilla şirketine ödeme yaparlar ya da yıllık ücret anlaşması yaparlar.

Mozilla Firefox'un Windows, Linux, Mac OS X, Android gibi yaygın işletim sistemlerini için sürümleri mevcuttur. Firefox'un 31. sürümü PC Mag tarafından yapılan değerlendirmeyi Internet Explorer, Google Chrome ve Apple Safari'yi geride bırakarak 1. sırada tamamlamıştır.

6. Windows Defender

Windows Defender ya da daha önceki adıyla Microsoft AntiSpyWare Microsoft tarafından geliştirilen ve casus yazılımları karantinaya alan bir yazılımdır. Windows Vista, Windows 7, Windows 8 ve Windows 10'un bir parçasıdır.

7. Paint.NET

Paint.NET, Washington Üniversitesi'nin Microsoft Paint yazılımının varisi olarak geliştirdiği, C# tabanlı çizge (grafik) tasarım yazılımıdır. Ancak bu yazılımın aşırı derecede geliştirilmesi sonucu, Microsoft Paint'in yerini alması iptal edilmiştir.

Paint.NET; katmanlama sistemine, sabit diskin yettiği ölçüde geri ve ileri komutlarına, özel efektlere ve süzgeçlere, değiştirilebilir fırça boyutuna, saydam PNG desteğine, kırmızı göz kaldırıcıya, yüksek kalite ile resmi boyutlandırmaya ve %1-%3200 arasında yakınlaştırma-uzaklaştırmaya sahiptir.

Paint.net, açık kaynak ve özgür bir yazılımdır. Resmi sitesinde yayınlanan eklentiler ile kullanıcıya göre özelleştirilebilir. Genel itibarıyla Microsoft işletim sistemleri için geliştirilmiştir. Kurulumu için .NET Framework 4.5 güncellemesine ihtiyaç vardır.

8. FreeWare 

Freeware (Türkçesiyle ücretsiz, serbest yazılım) kullanıcının belirli bir süre sonra yazılımı kullanmaya devam etmek için ücret ödemek durumunda olduğu sharewareden farklı olarak, ücretsiz ve sınırsız kullanım imkânı tanıyan bir yazılım lisansıdır. Freeware yazılımların da telif hakları söz konusudur. Freeware yazımcıları genellikle "topluma bir şey sunma" motivasyonuyla hareket eden, fakat bunu yaparken isimlerinin de bilinmesini ve yazılımları ile ilgili gelecekteki gelişmelerin kendi denetimleri altında olmasını isteyen programcılardır.

9. Google Chrome 

Google Chrome, Google tarafından geliştirilen bir ağ tarayıcısıdır. Adını çizgesel (grafiksel) kullanıcı ara yüzünden almaktadır. Microsoft Windows için geliştirilen beta sürümü ilk kez 2 Eylül 2008 tarihinde kullanıma sunulmuştur. Daha sonra Mac OS X ve Linux sürümleri de geliştirilmiştir.

Google Chrome'un temelini açık kaynak kodlu "Chromium" tasarısı oluşturur. Chromium tasarısı, özgür BSD Lisans altında yürütülmektedir. Chromium, açık kaynak kodlu ve özgür bir yazılım olduğu halde bu kodların, kapalı kaynaklı Google Chrome projesinde kullanılabiliyor olmasının nedeni BSD Lisansının esnekliğinden kaynaklanmaktadır.

Temmuz 2015 itibarıyla netmarketshare.com adlı internet istatistik aracının yaptığı araştırmaya göre, dünya genelinde %27'lik bir pazar payına sahiptir.

10. Internet Explorer 

Windows Internet Explorer (Türkçe: İnternet Kâşifi ya da İnternet Gezgini) ya da eski adıyla Microsoft Internet Explorer. 

Microsoft tarafından geliştirilen bir Web tarayıcısıdır. Microsoft Windows, Mac OS ve Unix sürümleri vardır, öte yandan Mac OS ve Unix sürümü artık geliştirilmemektedir. Microsoft Windows ile birlikte öntanımlı olarak gelen Internet Explorer'ın Windows'a bütünleşik gelmesinden dolayı tarayıcı piyasasının büyük bir bölümünü elinde bulundurmaktadır. Windows Vista ile birlikte adı Windows Internet Explorer olarak değiştirildi. Artık Microsoft tarafından geliştirilmemektedir.