scmplayer

19 Mayıs 2016 Perşembe

   Argo dosyasında pek çok üstat (hacker) tanımlaması bulunmaktadır. Bunlar genellikle kod üstadlarını teknik beceri sahibi, problem çözmeden zevk alan ve sınırları aşan kişiler olarak tanımlarlar. Eğer nasıl üstat olunacağını öğrenmek istiyorsanız, bu tanımlardan sadece iki tanesi ilgi sahamızda olacak.

   Uzman programcılar ve ağ sihirbazlarının, ilk zaman paylaşımlı mini bilgisayarlarla ve en eski ARPAnet deneylerine kadar uzanan onlarca yıllık bir toplulukları ve ortak bir kültürleri vardır. Üstat (hacker) kavramını bu kültürün üyeleri ortaya çıkarmışlardır. İnternet'i kuran üstatlardır. Webi ayakta tutan üstatlardır. Eğer bu kültürün bir parçasıysanız, bu kültüre katkıda bulunduysanız ve insanlar sizin kim olduğunu biliyor ve size üstat diye hitap ediyorsa, siz bir üstatsınız.

SAÇ BAKIMI


Protein bakımından son derece zengin olan yumurta özellikle cansız, boyadan veya güneşten yıpranmış kuru saçlar için önerilen maskelerin hemen hepsinde yer alır. Vaktiniz yoksa sadece 1 yumurtayı (saçınız uzunsa 2 yumurta kullanabilirsiniz) köpürünceye kadar çırpın ve masaj yaparak saç derinize sürdükten sonra kalanı kökten uçlara kadar sürüp 20-25 dakika bekletin. Unutmayın yumurtayı ıslak saçlara (fazla suyu havluyla alınmış) süreceksiniz. Maskeyi temizlemek için soğuk su (soğuğa yakın ılık su da olur) ve hafif bir şampuan kullanır. Haftada bir yapılan yumurta maskesi saçı nemlendirir, saç derisini yumuşatır, saça parlaklık verir ve kırıkları azaltır.

 Saçın ve Saç Derisinin Temiz Olması Önemli

 Koparak dökülmelerin ve kepeğin başlıca nedeni saç derisinde kalan jöle, köpük gibi saç bakım ürünlerinden kalan artıklar, toz ve yağ nedeniyle tıkanan saç kökleridir. Bu nedenle saç derisinin her zaman temiz olmasına dikkat edin. Eğer saç kökleri kirden dolayı tıkanırsa saç telleri zayıflar, koparak dökülmeler artar ve saçınız donuk görünür.

 Saçı ve saç derisini temizlemek için doğal saç bakımı rutinine ekleyebileceğiniz 2 basit uygulama var. İlki haftada 1-2 kez saçı sirkeli suyla durulamak. Bunun için 2-3 litre suya 1 su bardağı sirke ekleyin ve saçınızı şampuanladıktan sonra bu suya durulayın. Sirke saç ıslakken koku yapabilir ancak saç kurudukça bu koku hafifler. Kokudan memnun değilseniz sıralamayı tersine çevirebilirsiniz. Yani önce saçınızı sirkeli suyla ıslatabilir daha sonra şampuanlayabilirsiniz. Sirkeli su saçı temizlemeye ek olarak saça hacim ve doğal bir parlaklık verir.

 İkinci uygulama ise karbonatla yapılan saç terapisi. 3 yemek kaşığı karbonatı 2 litre suyla karıştırın ve sirkede olduğu gibi saçınızı bu suyla durulayın. Karbonat saç ve saç derisinde kalan artıkları temizlerken saç derisinin pH değerini dengeleyerek saçı yıpratan cilt hastalıklarına karşı koruma sağlar.

 Çok Sıcak Suyla Yıkanmayın

 Saç derisinde üretilen yağın fazlası belki kötü ancak saç derimizin ve saç tellerinin bu yağa ihtiyacı var. Eğer bu yağı tamamen ortadan kaldırırsanız çok çabuk kırılan, kuru ve donuk görünen saçlarınız olur. Çok sıcak suyla yıkanırsanız saç derisinde bulunan bu yağ tamamen ortadan kalkar. Belki 15 günde birçok sıcak suyla yıkanmanın bir zararı olmaz ancak haftada 2-3 kez saçlarınızı sıcak suyla şampuanlıyorsanız bir süre sonra saçlarınız kuruyacaktır. Soğuk suyun sıcak suya göre bir diğer avantajı da saç derisindeki kan dolaşımını arttırarak canlılık vermesidir. Saç derisindeki kan miktarı arttıkça saç kökünde bulunan hücrelere giden oksijen miktarı da artar. Ne kadar çok oksijen o kadar iyi.

 Saçı Yumuşatmak İçin Bal

 Saçlarınızın çok sert ve kuru olmasından şikayetçiyseniz evde uygulayabileceğiniz bal maskesi tam size göre. 1 yemek kaşığı balı biraz kıvam vermek için 2 yemek kaşığı zeytinyağıyla karıştırdıktan sonra saçınıza ve saç derinize sürün. Yaklaşık 30 dakika beklettikten sonra hafif bir şampuanla saçlarınızı yıkayın. Saçlarınız çok kuruysa veya çok kırılıyorsa bu uygulamayı haftada 2 kez yapabilirsiniz. Balla yapabileceğiniz bir diğer saç maskesi de süt, bal maskesidir. 1 yemek kaşığı balı yarım bardak süte ekleyin ve iyice karıştırın. Karışımı saçınıza ve saç derinize masaj yaparak sürdükten sonra 15 dakika bekletin ve şampuanla temizleyin.

 Saçınızı Çok Sık Yıkamayın

 Çok sık yıkamak saçı ve saç derisini kurutur ve buna bağlı olarak saçlar cansız görünür ve kırıklar artar. Saçınızı haftada 1-2 kez yıkamanız yeterli. Çok yağlanıyorsa her iki yıkama arasında kuru şampuan kullanabilirsiniz.

 Badem Yağıyla Saçınızı Nemlendirin

 Uçların sık sık kırılması ve bu kırıkları aldırmak saçın istediğiniz sürede uzamasının önündeki en büyük engellerden biri. Bundan korunmak için badem yağı veya zeytinyağıyla bakım yapabilirsiniz. Saçınızın uzunluğuna göre belirleyeceğiniz miktarda badem yağını ocakta ılıyıncaya kadar ısıtın (40 saniye kadar yeterli olacaktır). Çok kısık ateş kullanın ki hem yağ çok ısınmasın hem de yanmasın. Daha sonra ılık yağı saç derisine masaj yaparak sürün ve kalanı kökten uçlara kadar yedirin. Yağı 30 dakika beklettikten sonra şampuanlayabilirsiniz. Sıcak yağ bakımı yapmak için yeterince vaktiniz yoksa eve geldiğinizde sadece saç uçlarına bir miktar badem yağı veya zeytinyağı sürebilirsiniz.

 Saçınızı Güneşten Koruyun

 Saçımız da cildimiz gibi güneşin zararlı UV ışınlarına karşı korumasızdır. Güneş saç tellerini ve saç derisini kurutarak saçı cansızlaştırır ve kurumasına, rengini kaybetmesine neden olur. Güneşin bu olumsuz etkilerini önlemek için yüksek koruma faktörlü saç kremi kullanın veya şapka takın.

 Saçınız güneşten yıprandıysa şu bakım maskesini uygulayabilirsiniz. 2 yemek kaşığı balı 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 yumurtanın akıyla iyice karıştırıp saçınıza sürün. 20 dakika bekletip hafif bir şampuanla yıkayın ve iyice durulayın.

 Saçınızı Doğal Kurutun
Saç kurutma makinesi, saç maşası gibi aletler sık kullanıldıklarında saçı kurutur, koparak dökülmeleri artırır ve uçların daha sık kırılmasına neden olur. Yıkandıktan sonra evde oturacaksanız saçlarınızı havluyla çok fazla hırpalamadan olabildiğince kurutun ve doğal kurumaya bırakın. Saçınızı ıslakken kesinlikle fırçalamayın. Saç kurutma makinesi kullanacaksanız en azından en soğuk ayarında kullanmaya çalışın. Bunlara ek olarak kırıkları 5-6 haftada bir kesin.


Saç Bakımı ve Beslenme

 Cilt bakımında olduğu gibi saç bakımında da temel kural içten dışarı doğru sağlıklı saçlardır. Yani dışarıdan ne kadar bakım yaparsanız yapın, saçlarınıza ne kadar özen gösterirseniz gösterin düzgün beslenmiyorsanız ilerleyen yaşlarda saçınız mutlaka sağlıksız görünecektir. Vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri tam olarak alarak, fast-food ve konserve gıdaları daha az tüketerek, yeteri kadar su içerek saçınıza en büyük iyiliği yapabilirsiniz.

VAMPİRLER

Vampir kültürü Babil'den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsaneleri Orta Çağ’da yayıldı. 1200'lerde İngiltere'de Galli bir din adamı olan Walter Map bir vampirin bütün bir köy ahalisinin kanlarını emmek suretiyle öldürdüğünü iddia etti. Map’ın iddiasına göre köyde sağ kalan son kişi kılıcını çekip kana susamış cehennem yaratığının kafasını ensesine kadar ikiye bölmüş ve tehlikeyi sona erdirmişti.

Vampir varlığına inanan bilim insanları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir ; Acıyı en az düzeyde hissederler, vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur, göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz. Beklenmedik zamanda, fark edemeyeceğiniz kadar hızlı ve bir o kadarda güçlü tepkiler verebilirler. Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir. Gün ışığından etkilenmezler.(Vampirlerin güneş ışığında yok olduğu fikri Friederich Wilhelm Murnau'nun Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi filminde ortaya atılmış, Popüler kültür'e ait modern bir düşüncedir.) Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karşı koymak imkânsız gibidir. Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayacağı bir şekilde dışarıya vurmazlar. Bahsedildiği gibi köpek dişleri ilgi çekici büyüklükte değildir.

Sadece Hıristiyan Avrupa'da değil çeşitli toplumlarda vampir efsaneleri yaratıldı. Hindistan’da kimi kadınlar, uyurken kana susamış cinlerin saldırısına uğradıklarına inanırlar. M.Ö. 700 yılları civarında yazıldığı tahmin edilen, orijinali Sanskritçe’den pek çok dile ve yerel Lehçeye çevrilen bir öykü ve efsane koleksiyonu olan Vikram ve Vampir bu inanışa örnektir. 1001 Gece Masalları’nda dişi vampirlerle ilgili öyküler yer almaktadır. Yeni Gine’nin Camma kabilesinde Ovengua cini ya da Borneo adasındaki Dayak kabilesinde Buau adlı varlık da benzer inanışlara dayanan yaratıklardır.

Tarihçiler vampir kelimesinin Sırpça, Lehçe ya da Türkçe’den türetildiğini öne sürer. Bu efsanenin ayyuka çıktığı ve vampir avlarının düzenlendiği 1730'lu yıllarda Aydınlanmanın ünlü filozofu Voltaire konuya şöyle bir yorum getirir: “Gerçek kan emiciler mezarlarda değil, aramızda. Borsa spekülatörleri, tüccarlar ve işadamları halkın kanını her gün emmekteler. Bunlar kesinlikle ölmüyor ama yaşarken çürüyor.” Karl Marx'ın konuya yaklaşımı ise şu şekildedir: “Sermaye ölü emektir. Ancak canlı emeğin emilmesi ile vampirlere özgü biçimde hayat bulur. Ne kadar emerse o kadar hayat bulur.”

1820'lerde bir eleştirmen “Vampiri olmayan tiyatro yok“ diye veryansın etmiştir. Yazar Sheridan Lefanu‘nun 1872'de yazdığı “Carmilla” adlı öyküyle vampirler, aralarına ilk kez bir kadını almışlar buradan da vamp sözcüğünü türetmişlerdir.


İrlandalı yazar Bram Stoker, 1897’de yazdığı “Drakula” adlı eserinde türün bütün mitlerini toparladı ve bu konudaki en iyi klasiği meydana getirdi. Bu kitap vampir efsanesinin sinemaya da atlamasına neden oldu. Alman dışavurumcu yönetmen Murnau, 1922’deki ünlü klasiği “Nosferatu” ile sinema tarihindeki ilk vampir filmini çevirdi. 1930'lu yıllarda Hollywood’un en gözde konularından biri vampirlerdi. Sinemanın en tanınmış vampir oyuncusu ise Christopher Lee'ydi. Zaman içinde vampirler pusuya yatmış canavar görünümünden kurtulup şık, baştan çıkartıcı, güzel yaratıklar haline geldi. Francis Ford Coppola ise Bram Stoker’ın romanından yaptığı özgün uyarlama ile vampirlerin hayatını bir trajedi olarak yorumladı. Stephenie Meyer'ın 2005 yılında yazmaya başladığı Alacakaranlık roman serisi (ve 2008'de başlayan film uyarlamalarıyla) vampirler canavarlıktan kahramanlığa terfi ettiler.
EN İYİ 10 FİLM

Sinema tarihinin en iyi 10 filmini IMDb belirledi.

1.  The Godfather (Baba) – 19729,2

Her ne kadar Esaretin Bedeli IMDB’ de 1. olsada The Godfather dünyanın gelmiş geçmiş en iyi filmi olduğunu düşünüyorum. Bunun için birinci sıraya The Godfather’ ı yazıyorum.



2.  The Shawsank Redemption –  (Esaretin Bedeli) – 1994- 9,3



3. The Godfather II (Baba II) - 1974 - ★ 9,0



4.   The Dark Knight (Kara Şövalye) - 2008 - ★ 9,0





5. Schindler' s List (Schindler' ın Listesi) - 1993 -  8,9





6.  12 Angry Men (12 Öfkeli Adam) - 1957 -  8,9





7.   Pulp Fiction (Ucuz Roman) - 1994  8,9





8.  The Lord of the Rings: The Return of the King (Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü) - 2003 -  8,9



9.  Il buono, il brutto, il cattivo (İyi, kötü ve çirkin) - 1966 -  8,9






10.  Fight Club (Dövüş Klübü) - 1999 -  8,9












bulut teknolojisi

BULUT TEKNOLOJİSİ NEDİR ?
Bulut-teknolojisi  en yalın haliyle hiçbir kurulum gerektirmeyen web tabanlı uygulamalar ile işlemsel olarak kolaylık sunan online depolama hizmetidir.  İnternet üzerinde barındırdığımız tüm uygulama, program ve verilerimizin sanal bir makine üzerinde yani en çok kullanılan adıyla bulutta depolanması ile birlikte internete bağlı olduğumuz cihazımızda her lokasyon da bu bilgilere, programlara ve verilere kolaylıkla ulaşım sağlayabildiğimiz hizmetin tümüne bulut teknolojisi (cloud) adı verilmektedir.  Kullanıcılara iş ve günlük yaşamlarında kolaylık sağlayan ve donanımsal engellerden de kurtaran bulut tabanlı hizmetler hayatımıza gireli yaklaşık 3 yıl oldu ve online yaşamın vazgeçilmez öğelerinden birisi haline geldi.  Buluta erken adapte oluşumuzu, günlük hayatı kolaylaştırdığını belirtmemizden ötürü incelersek birçok uygulama marketinde Google Play, AppStore gibi birçok platformda bulut paylaşım uygulamaları yer alıyor.
Bulut Bilişim Ne Gibi Faydalar Sağlar?
Bulut bilişimin var olmadığı zamandan bu zamana konuşacak olursak önceden verilerimizi 2,5 ya da 3,5 İNÇ’lik HDD’ler üzerine backup yaparak işlemlerimizi yürütüyorduk. Bireysel anlamda verilerimiz GB olarak yer tutsa dahi artık yüksek rakamlar üzerinden veriler depoluyoruz. Bir de bunları kurumsal firmalar, holdingler için düşünecek olursak akıl almayacak boyutlarda dosya boyutlarıyla yedekleme yaparak verilerin saklanması sağlanıyor.  İşte bu kadar büyük dosya boyutlarında imdadımıza bulut teknolojisi yetişiyor.  Bize fiziksel anlamda kullanılan HDD’lerden daha fazla depolama alanı, hızlı veri transferi ve bu yedekleme üzerinde maliyet tasarrufu yapabilme gibi bir takım olanaklar sağlıyor.  Büyük şirketler için düşünecek olursak büyük bir iş yükünün bulut teknolojisi sayesinde hafiflediğini söyleyebiliriz.
Hızlı kullanım kolaylığı olan, bulut ile bilgisayarın etkileşimine izin veren, bilgisayar ve kullanıcısı ile arasındaki iletişimi sağladığı gibi bir ara yüz ile bağlantı kurulabilmektedir. Bulut bilişim sistemleri API’ler ile kullanılmaktadır.
Kullanılan bulut teknolojisinde sanallaştırma, sunucuların ve depolama cihazlarının paylaşımına ve kullanımının artmasına olanak sağlamaktadır. Var olan sanal makine üzerindeki veriler kolaylıkla farklı bir makine üzerine transfer edilebilmektedir.
Bulut üzerinde çoklu yedekleme alanlarının kullanıldığını belirtmeyi isterim bu sayede güvenilirlik de artmış oluyor. İş devamlılığı için bu denli planlı yedek işlemi önemli rol oynuyor.
En basite indirgeyecek olursak bulut bilişim uygulamalarının bakımı oldukça kolaydır, neden derseniz her kullanıcın bilgisayarında kurulmasını gerektiren bir gereksinim yoktur ve farklı yerlerden erişim sağlanmaktadır.
Bu kadar çok tercih edilen bulut teknolojinin dezavantajları var mıdır?
İnternet ortamında saklamış olduğumuz verilerimize internet bağlantımızın olduğu her lokasyon üzerinden erişebileceğimizi söyledik.  Peki, internet olmayan yerden dosyalarımıza erişebilecek miyiz? Ne yazık ki hayır. Eğer internet olan farklı bir yerdeyseniz ve kullanmış olduğunuz internet bağlantınız düşük hızda bir internet ise veri alış verişiniz de doğru orantılı olarak yavaş olacaktır. Kullanıcıların büyük çoğunluğu bulut teknolojisindeki güvenliğe önem vermektedir. Bulut erişiminize 2. kişiler tarafından açık bulunması durumunda erişim sağlanarak verilerinizin ele geçirilme olasılığı da yok değil. Bunun için bulut erişiminizi güçlü karakterdeki şifrelerle güvene alarak korumanızı arttırabilirsiniz.
Tavsiye ettiğimiz “Bulut” hizmetleri nelerdir?
iCloud
Google Drive
SkyDrive
Dropbox
Yandex.Disk

Son olarak bulut teknolojisi kullanımı ilerlediğimiz yıllarda çok daha artacak, fiziksel anlamda hiçbir şekilde elle tutulur bir verimiz olmayacak kişisel ya da kurumsal tüm işlemlerimiz soyut olduğunu düşünebileceğimiz datalar olarak barınacaktır.

Ücretsiz Yazılımlar

Ücretsiz yazılım, dağıtımı ve kullanımı karşılığında bedel ödenmeyen yazılımlara verilen isimdir.

Genellikle internet üzerinden bilgisayara yüklenmesi olanaklı olan, ve bununla birlikte, kullanımı sırasında herhangi bir ücret talebinde bulunulmayan yazılımlara FreeWare programlar adı verilmektedir. Freware programlar ücretsiz olsalar bile belirli bir lisans yükümlülüğü içerebilirler.

Bazı programlar ise open source yani açık kaynak kodlu yazılımlardır. Diğer bilgisayar programcıları tarafından geliştirilip güncellenebilir ve bu yeni versiyonları internetten indirilebilir. Tabi tüm bunlar yine belli lisans koşulları altında yapılmaktadır.

Bazı Ücretsiz Yazılımlar:

1. Adventure Game Studio 

Adventure Game Studio (ya da kısaca AGS), öncelikli olarak point-and-click tarzı olan macera oyunları ya da Sierra tarzı eski klasik oyunlar yapımında kullanılan ücretsiz bir yazılımdır.

(Space Quest 4, King's Quest 5-6, vb.). Kolaylıkla oyun yapılabilir ve aşırı yüksek programlama gerektirmez. Kendinizi geliştirerek en güzel oyunları yapabilirsiniz.

Daha gelişmiş oyun yapımcıları içinde kullanılabilir. Daha ileri düzey yapımcılar kodlama yaparak oyunlarında kullanabilirler.AGS sadece kendi arayüzünde değil kendi yaptığınız ve düzenlediğiniz birçok kodlamayıda kabul edebilmektedir.

AGS genellikle Sierra macera oyun yapımı üzerine kurulmuştur. Semboller ve işaretler ile oyundaki yönlendirilen karaktere görevler verilebilir.(el,yürüme,inceleme vs.) Ancak bu programın Sierra üzerine kurulmuş olması başka tür oyunlar yapamayacağınız anlamına gelmez. AGS'de aynı zamanda kayıtlı oyun/oyunu kaydetme gibi seçenekler kurabilir,karakter ve nesneler ekleyebilir bunlara animasyonlar verebilirsiniz.

Sistem Gereksinimleri

Herhangi bir oyun yaparken/çalıştırırken dikkat edeceğiniz gereksinimler :

  • ·       Pentium veya daha yüksek.
  • ·       32 Mb RAM
  • ·       Windows 95 OSR2, 98, ME, 2000, XP, Vista ya da 7.
  • ·       DirectX 5 veya daha üstü.
  • ·       DirectX'in kurulu olan ses ve görüntü kardı.

2. Skype 



Skype, İnternet üzerinden iletişim ve telefon görüşmesi yapılmasını sağlayan bir yazılımdır.

VoIP teknolojisini kullanır. Yazılımının geliştiricileri tarafından kodlanmıştır. Özellikle Amerikalıların çok ucuza konuştuğu bu yazılımla dünyada milyonlarca insana internet veya telefonla konuşma imkânı sağlamaktadır. Ekim 2005'te E-kolay'ın başlattığı kampanyada Skype, eBay tarafindan 2,6 milyar dolara satın alınmıştır. 10 Mayıs 2011'de Microsoft'a 8,5 milyar dolar karşılığında satılmıştır.

3. Spotify 

Spotify İsveçli bir müzik veri akışı servisi olup, aralarında Sony, EMI, Warner Müzik Grubu, The Orchard ve Universal'in de bulunduğu
bir dizi seçkin bağımsız plak şirketlerinden seçilmiş müziklerin sınırsızca dinlenmesine izin vermektedir.

Sistem Windows, Mac OS X, iOS, Linux işletim sistemlerini kullanan bilgisayarların yanı sıra taşınabilir aygıtlardan Android, Windows Mobile, S60 ve webOS işletim sistemlerini kullanan aygıtlar üzerinden erişilebilir.

Sonos üzerinde Spotify 2011 Mart ayından itibaren erişilebilmekte ve Finlandiya, Fransa, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık'ta kullanılabilmektedir.

Müziklere sanatçı, albüm, plak şirketi, tür ya da çalma listesinin yanı sıra doğrudan arama ile erişilebilir. Masaüstü istemcilerinde dinleyiciler, uygulama üzerinde bulunan bağlantı aracılığı ile dinledikleri müziği ortak satıcılar üzerinden satın alabilirler. Ekim 2008'de yeni kurulmuş İsveçli bir şirket olan "Spotify AB" tarafından yayımlanan servisin 15 Eylül 2010 itibariyle on milyon kullanıcısı olduğu; bu kullanıcıların bir milyonunun ise ödeme yapan kullanıcılar olduğu belirtilmiştir.

Kullanıcılar ister görsel ve radio tarzındaki reklamlarla desteklenen ücretsiz bir hesap açabilir, ya da ödemeli abonelik satın alarak daha yüksek bitrate akışı ve çevrim dışı erişim gibi bir dizi fazladan özelliğe de sahip olabilirler. Spotify'ı taşınabilir aygıtlar üzerinde kullanabilmek için "Premium" hesap gereklidir.

Spotify şimdilik sadece Avrupa'nın bazı bölgelerinden erişilebilmekte ve ücretli abonelikler sadece bazı ülkelerde kredi / hesap kartı ya da PayPal hesabı bulunan kullanıcılar tarafından kullanılabilmektedir.

4. McAfee Stinger

McAfee Stinger, var olan pasif dizinleri tarayarak olası zararlı yazılımların pasif şekillerini tanımlamaya yarıyan ücretsiz yazılımdır. Yazılımın ücretsiz olmasının sebebi ticari antivirüs yazılımlarda daha önceden tanımlı olan birçok zararlı tanımlamanın zaten ücretsiz olarak (reklam amaçlı) dağıtılmasıdır. Bu açıdan, anti-virus yazılım şirketleri daha çok zararlı yazılımları sezgisel öngörü tanımlaması ile sisteme bulaşmadan bellek üzerinde tespit edebilecek yazılımların daha güvenli olduğu konusunda hemfikirdirler.

5. Mozilla Firefox 

Mozilla Firefox ya da kısaca Firefox, Mozilla Vakfı tarafından geliştirilen özgür bir ağ tarayıcısıdır, eski Mozilla Suite'in yeniden tasarlanmasıyla, Netscape - Gecko tabanlı olarak, XUL kullanıcı arayüz dili ile hazırlanmıştır. Günümüzde İnternet kullanıcılarının yaklaşık olarak %20'si Firefox kullanmaktadır. Özellikle Endonezya, Almanya ve Polonya'da büyük başarı elde etmiş olup bu ülkelerde kullanım oranları sırasıyla %57, %45, ve %44 düzeyindedir. Firefox sürekli olarak pratik hızlı internet kullanımı için kendini geliştirir, ön planda yeni özellikler kazandırır, rakipleri Firefox'un birçok yeni özelliğini kendilerine kopyalamıştır.

Firefox'un geliştirilmesinden sorumlu olan Mozilla Vakfı, "kâr amacı gütmeyen" ama geliştirme ve pazarlama süreçlerinde kullanmak üzere çeşitli gelir kaynakları olan bir kurumdur. Arama motorları ile anlaşmalar yapan Mozilla Vakfı'nın yıllık geliri, 200 milyon dolar civarlarındadır. Örneğin Firefox tarayıcı ile en çok hangi arama motoru kullanılırsa, kullanıma göre arama motoru şirketleri örneğin Google, mozilla şirketine ödeme yaparlar ya da yıllık ücret anlaşması yaparlar.

Mozilla Firefox'un Windows, Linux, Mac OS X, Android gibi yaygın işletim sistemlerini için sürümleri mevcuttur. Firefox'un 31. sürümü PC Mag tarafından yapılan değerlendirmeyi Internet Explorer, Google Chrome ve Apple Safari'yi geride bırakarak 1. sırada tamamlamıştır.

6. Windows Defender

Windows Defender ya da daha önceki adıyla Microsoft AntiSpyWare Microsoft tarafından geliştirilen ve casus yazılımları karantinaya alan bir yazılımdır. Windows Vista, Windows 7, Windows 8 ve Windows 10'un bir parçasıdır.

7. Paint.NET

Paint.NET, Washington Üniversitesi'nin Microsoft Paint yazılımının varisi olarak geliştirdiği, C# tabanlı çizge (grafik) tasarım yazılımıdır. Ancak bu yazılımın aşırı derecede geliştirilmesi sonucu, Microsoft Paint'in yerini alması iptal edilmiştir.

Paint.NET; katmanlama sistemine, sabit diskin yettiği ölçüde geri ve ileri komutlarına, özel efektlere ve süzgeçlere, değiştirilebilir fırça boyutuna, saydam PNG desteğine, kırmızı göz kaldırıcıya, yüksek kalite ile resmi boyutlandırmaya ve %1-%3200 arasında yakınlaştırma-uzaklaştırmaya sahiptir.

Paint.net, açık kaynak ve özgür bir yazılımdır. Resmi sitesinde yayınlanan eklentiler ile kullanıcıya göre özelleştirilebilir. Genel itibarıyla Microsoft işletim sistemleri için geliştirilmiştir. Kurulumu için .NET Framework 4.5 güncellemesine ihtiyaç vardır.

8. FreeWare 

Freeware (Türkçesiyle ücretsiz, serbest yazılım) kullanıcının belirli bir süre sonra yazılımı kullanmaya devam etmek için ücret ödemek durumunda olduğu sharewareden farklı olarak, ücretsiz ve sınırsız kullanım imkânı tanıyan bir yazılım lisansıdır. Freeware yazılımların da telif hakları söz konusudur. Freeware yazımcıları genellikle "topluma bir şey sunma" motivasyonuyla hareket eden, fakat bunu yaparken isimlerinin de bilinmesini ve yazılımları ile ilgili gelecekteki gelişmelerin kendi denetimleri altında olmasını isteyen programcılardır.

9. Google Chrome 

Google Chrome, Google tarafından geliştirilen bir ağ tarayıcısıdır. Adını çizgesel (grafiksel) kullanıcı ara yüzünden almaktadır. Microsoft Windows için geliştirilen beta sürümü ilk kez 2 Eylül 2008 tarihinde kullanıma sunulmuştur. Daha sonra Mac OS X ve Linux sürümleri de geliştirilmiştir.

Google Chrome'un temelini açık kaynak kodlu "Chromium" tasarısı oluşturur. Chromium tasarısı, özgür BSD Lisans altında yürütülmektedir. Chromium, açık kaynak kodlu ve özgür bir yazılım olduğu halde bu kodların, kapalı kaynaklı Google Chrome projesinde kullanılabiliyor olmasının nedeni BSD Lisansının esnekliğinden kaynaklanmaktadır.

Temmuz 2015 itibarıyla netmarketshare.com adlı internet istatistik aracının yaptığı araştırmaya göre, dünya genelinde %27'lik bir pazar payına sahiptir.

10. Internet Explorer 

Windows Internet Explorer (Türkçe: İnternet Kâşifi ya da İnternet Gezgini) ya da eski adıyla Microsoft Internet Explorer. 

Microsoft tarafından geliştirilen bir Web tarayıcısıdır. Microsoft Windows, Mac OS ve Unix sürümleri vardır, öte yandan Mac OS ve Unix sürümü artık geliştirilmemektedir. Microsoft Windows ile birlikte öntanımlı olarak gelen Internet Explorer'ın Windows'a bütünleşik gelmesinden dolayı tarayıcı piyasasının büyük bir bölümünü elinde bulundurmaktadır. Windows Vista ile birlikte adı Windows Internet Explorer olarak değiştirildi. Artık Microsoft tarafından geliştirilmemektedir.

18 Mayıs 2016 Çarşamba

VİDEO DÜZENLEME PROGRAMI

Video çekmek artık son derece basitleşti ancak görüntüleri düzenlemek, montajlamak, kurgulamak kısacası video düzenleme dediğimiz işlem çekilen videoya anlam katmaktadır. Bu yazı dizimizde sizlere çektiğiniz videoları nasıl düzenleyebileceğinizi anlatacağız. Günümüzde birçok insan amatör kısa filmler çekiyor, internet yayıncılığı yapıyor ama konu eldeki ham videoları bir araya getirmeye gelince bu konuda bilgisiz kalabiliyorlar. . Tabii ki bunu hızlıca değil, adım adım yapacağız ve en temelinden girerek, “Kurgu nedir?” sorusunu cevaplayacağız.konuya yaklaşabileceğimiz bir diğer başlık ise video düzenleme olabilir. Yani aslında aynı şeyden bahsediyoruz. Video düzenlemek demek montaj yapmak veya kurgu yapmak ile neredeyse aynı işlemler olarak sayılabilir.

Kurgu (Montaj) Nedir ?

Kısaca, kurgu bir video görüntü düzenleme ve manipülasyon işlemidir, birbirinden anlamsız parçaları bir araya getirerek ortaya bir anlam çıkarma sürecidir. Bunun yanında işlediğimiz video görüntülere özel efektler verme şansımız da bulunmaktadır. Tarihsel gelişimine baktığımızda, kurgu çeşitleri çizgisel ve çizgisel olmayan olarak ikiye ayrılmaktadır fakat bunlardan ilki günümüzde hemen hemen hiç kullanılmamaktadır.

Kurgu İçin Nasıl Bir Bilgisayar ve Sisteme İhtiyacım Var?

Evlerinde kurgu yapmak veya serbest olarak çalışmak isteyenlerin en çok sorduğu sorulardan biri de budur. Aslında muhtemelen şu anda odanızda bulunan orta seviye bir cihazla da kurgu yapabilirsiniz ama tabii ki bunun dezavantajları var.
En basitinden, hazırladığınız filmi veya görüntüyü “export” ederken, yani çıktısını alırken çok daha uzun süre bekleyeceksiniz, hatta kurgu işlemi sırasında render almanız gerektiğinde adeta çile çekeceksiniz. Tabii ki bu yaşananlar bilgisayardan bilgisayara göre değişmekte. Render konusuna yabancıysanız Render Nedir yazımızı okumanızda fayda var.

Öncelikle kurgu, daha doğrusu görüntü işleme programlarının tamamı için ideal olan işletim sistemi Macintosh’dur fakat Windows’tan vazgeçemeyenlerdenseniz bu da çok sorun teşkil etmeyecek. Dolayısıyla merak etmenize gerek yok. En iyi kurgu bilgisayarlarında Quadro serisi ekran kartları, onlarca çekirdekten oluşan Xeon işlemciler ve ECC bellekler kullanılır.
Açıkçası bunların maliyeti de belki on binlerce lirayı bulacağından ve siz de eğer evinizde saatlerce süren bir videoyu montajlamayacaksanız gereksiz diyebiliriz. Yani rahatlıkla video oyunları oynayabildiğiniz bir makine, kurgu aşamasında da işinizi görecektir. En doğru bilgiyi ise zaten deneyip gördüğünüzde alacaksınız.
İstediğiniz kaliteye ve cebinizdeki paraya göre de bilgisayarınızı ses monitörleriyle, referans kulaklıkla ve ikinci bir monitörlezenginleştirebilirsiniz.
En iyi kurgu programları nelerdir?
Bu da herkesin devamlı sorduğu ama asla net bir cevabı olmayacak sorudur.Kullanırken en rahat ettiğiniz, en  verim aldığınız program her zaman en iyisidir fakat sundukları açısından, yani matematiksel olarak bakılınca Adobe Premiere, Apple Final Cut, Corel VideoStudio, CyberLink Power Director, Sony Movie Studio ve Pinnacle Studio gibi yazılımlar en iyilerdendir. Ülkemizde ise özellikle evlerde ve bazı yapım şirketlerinde sıkça Ediuskullanıldığına şahit olabilirsiniz.
Tabii bunların yanında çok basitçe montaj yapabileceğiniz yazılımlar da mevcut; Sony Vegas, hatta Windows’un standart görüntü işlemi programı Movie Makergibi. Bana gelince, tercihim her zaman Adobe Premiere Pro üzerinedir, gerek After Effects entegrasyonuyla, gerek de sunduğu binlerce plug in – eklenti desteğiyle.



16 Mayıs 2016 Pazartesi




 

     BİLGİSAYAR VE İLETİŞİM

 

İnsanın bilgisayarla etkileşimini üç düzeyde ele almak mümkündür. Birinci düzeyde kullanıcının bilgisayarla fiziksel etkileşimi yer alıyor. Klavyenin tuşlarına dokunmak (klavyenin ergonomisi), mouse, touchpad vb veri giriş araçlarının kullanımı ve çıktı donanımının kullanımı gibi fiziksel düzeydeki etkileşim yer alıyor.

İkinci düzeyde, bireyin yaşamında bilgisayar ve internet gibi ortamların etkisi yer alıyor. Bu düzeyde etkileşim bireyin bilgisayar kullanma becerisinden, bilgisayarın bireyin yaşamı üzerindeki etkilerine kadar birçok psikolojik ve teknik konuyu içeriyor. Internette sörf yapmak, sohbet odalarına katılmak (chat), haber gruplarını izlemek, bilgisayar programları yazmak, bilgisayarda müzik dinlemek vb konular bireyin bilgisayarla etkileşimi olarak ele alınabilir.

Üçüncü düzeyde toplumun veya toplulukların bilgisayarla etkileşimi konuları yer alıyor. Bilgisayar ve internetin yaygınlaşması ile gelişen yeni iletişim ve veri paylaşma modelleri, bilgisayar ağlarının şirketler üzerindeki etkileri, bilişim yatırımlarının şirket veya ülke üretkenliklerine katkısı konuları toplumun bilgisayarla etkileşimi olarak değerlendirilebilir.

 

15 Mayıs 2016 Pazar

Grammy Ödülleri, (Gramofon ödüllerinden ismi gelmektedir) Amerika kökenli müzik ödülleridir. Amerikan müzik endüstrisinde büyük bir öneme sahip Grammy Ödülleri, 1957’den bu yana tertip ediliyor. Ödülleri veren kurum ise NARAS (the recording academy) adlı bir akademi. Sinema dünyasının ilgisinin toplandığı Oscar Ödülleri kalibresinde bir öneme sahip olan Grammy Ödülleri 108'den farklı kategoriyi ve 30 farklı müzik türünü kapsamaktadır.
31 Grammy ödülü ile Sir Georg Solti Grammy'i en çok kazanan sanatçıdır.[1] Bunun yanı sıra 27 Grammy ödülüyle Alison Krauss, Grammy'i en çok kazanan kadın sanatçı olmayı başarırken[2] 22 Grammy ödülüyle U2, ödülü en çok kazanan grup unvanına sahiptir.[3] Ayrıca 20 Grammy ödülü ile Beyoncé, 18 Grammy ödülü ile Michael Jackson ve Adele, Rihanna, Eminem, Alicia Keys,LeAnn Rimes, Norah Jones, Taylor Swift ve Madonna gibi ünlüler de Grammy rekorcularından birkaçıdır.
Grammy Ödülleri
2016 Grammy Ödülleri, 15 Şubat 2016'da, Staples Center, Los Angeles'ta yapılacak ve CBS kanalında yayınlanan 58.Grammy Ödülü törenidir. Adaylar 7 Aralık 2015 tarihinde açıklanmıştır. Törende en çok adaylığı bulunan sanatçı 11 adaylıklaKendrick Lamar'dır. Taylor Swift ve The Weeknd'in 7 adaylığı bulunu
2016 GRAMMY ÖDÜLLERİ ADAYLARI KİMLERDİ?
Yılın Şarkısı Adayları
Kendrick Lamar, "Alright", Taylor Swift, "Blank Space", Little Big Town, "Girl Crush", Wiz Khalifa f. Charlie Puth, "See You again", Ed Sheeran, "Thinking Out Loud"
Yılın Kaydı
D'Angelo and The Vanguard, "Really Love",Mark Ronson f. Bruno Mars, "Uptown Funk", Ed Sheeran, "Thinking Out Loud", Taylor Swift, "Blank Space",The Weeknd, "Can't Feel My Face"
Yılın Albümü
Kendrick Lamar, To Pimp A Butterfly, Chris Stapleton, Traveller, Taylor Swift, 1989, The Weeknd, Beauty Behind the Madness
En İyi Rap Şarkısı
Kanye West, "All Day", Kendrick Lamar, "Alright", Common and John Legend, "Glory", Drake, "Energy", Fetty Wap, "Trap Queen"
En İyi Pop Duo/Grup Performansı
"Ship to Wreck" Florence + the Machine, "Sugar" Maroon 5, "Uptown Funk" Mark Ronson featuring Bruno Mars,"Bad Blood" Taylor Swift featuring Kendrick Lamar, "See You Again" Wiz Khalifa featuring Charlie Puth
En İyi Pop Vokal Albümü
"Piece by Piece" Kelly Clarkson,"How Big, How Blue, How Beautiful" Florence + the Machine, "Uptown Special" Mark Ronson, "1989" Taylor Swift, "Before This World" James Taylor
En İyi Dans Kaydı
"We're All We Need" Above & Beyond featuring Zoë Johnston, "Go" The Chemical Brothers, "Never Catch Me" Flying Lotus featuring Kendrick Lamar, "Runaway (U & I)" Galantis, "Where Are Ü Now" Skrillex and Diplo with Justin Bieber
En iyi Dans/Elektronik Albüm
"Our Love" Caribou, "Born in the Echoes" the Chemical Brothers, "Caracal" Disclosure, "In Colour" Jamie XX, "Skrillex and Diplo Present Jack U" Skrillex and Diplo
En İyi Rock Performansı
"Don't Wanna Fight" Alabama Shakes, "What Kind of Man" Florence + the Machine, "Something from Nothing" Foo Fighters, "Ex's & Oh's" Elle King, "Moaning Lisa Smile" Wolf Alice
En İyi Rock Şarkısı
"Don't Wanna Fight" Alabama Shakes, "Ex's & Oh's" Elle King, "Hold Back the River" James Bay, "Lydia" Highly Suspect, "What Kind of Man" Florence + the Machine
En İyi Rock Albümü
Chaos and the Calm, James Bay, Kintsugi, Death Cab for Cutie, Mister Asylum, Highly Suspect, Drones, Muse, 5: The Gray Chapter, Slipkno
En İyi Alternatif Albüm
Sound & Color, Alabama Shakes, Vulnicura, Björk, The Waterfall, My Morning Jacket,Currents, Tame Impala, Star Wars, Wilco
En İyi Geleneksel R&B Performansı
"If I Don't Have You" Tamar Braxton, "Rise Up" Andra Day, "Breathing Underwater" Hiatus Kaiyote, "Planes" Jeremih featuring J. Cole, "Earned It (Fifty Shades of Grey)" The Weeknd,
En İyi R&B Şarkısı
"Coffee" Miguel, "Earned It (Fifty Shades of Grey)" The Weeknd, "Let It Burn" Jazmine Sullivan, "Really Love" D'Angelo and the Vanguard, "Shame" Tyrese
En İyi Çağdaş Urban Albümü
(Ego Death) The Internet, (You Should Be Here) Kehlani, (Blood) Lianne La Havas, (Wildheart)Miguel, (Beauty Behind the Madness) The Weeknd
En İyi R&B Albümü
Coming Home (Leon Bridges), Black Messiah (D'Angelo and the Vanguar),Cheers to the Fall (Andra Day), Reality Show (Jazmine Sullivan), Forever Charlie (Charlie Wilson)
En İyi Rap Performansı
"Apparently" J. Cole, "Back to Back" Drake, "Trap Queen" Fetty Wap, "Alright" Kendrick Lamar, "Truffle Butter" Nicki Minaj featuring Drake and Lil Wayne, "All Day" Kanye West featuring Theophilus London, Allan Kingdom and Paul McCartney
En İyi Rap/Sung İşbirliği
"Only Man Can Change the World" Big Sean featuring Kanye West and John Legend, "Glory" Common and John Legend, "Classic Man" Jidenna featuring Roman GianArthur, "These Walls", Kendrick Lamar featuring Bilal, Anna Wise & Thundercat, "Only" Nicki Minaj featuring Drake, Lil Wayne and Chris Brown
En İyi Rap Albümü
2014 Forest Hills Drive, J. Cole Compton, Dr. Dre, If You're Reading This It's Too Late, Drake, To Pimp a Butterfly, Kendrick Lamar, The Pinkprint, Nicki Minaj
En İyi Country Solo Performans
"Burning House" Cam, "Traveller" Chris Stapleton, "Little Toy Guns" Carrie Underwood, "John Cougar, John deere, John 3:16" Keith Urban, "Chances Are" Lee Ann Womack
En İyi Country Düet/Grup Performansı
"Stay a Little Longer" Brothers Osborne, "If I Needed You" Joey+Rory, "The Driver" Charles Kelly, Dierks Bentley & Eric Paslay, "Girl Crush" Little Big Town, "Lonely Tonight" Blake Shelton featuring Ashley Monroe
En İyi Country Şarkısı
"Chances Are" Lee Ann Womack, "Diamond Rings and Old Barstools" Tim McGraw, "Girl Crush" Little Big Town, "Hold My Hand" Brandy Clark, "Traveller" Chris Stapleton,En İyi Country Albümü
Motevallo, Sam Hunt, Pain Killer, Little Big Town, The Blade, Ashley Monroe, Pageant Material, Kacey Musgraves, Traveller, Chris Stapleton
En iyi Müzikal Tiyatro Albümü
An American in Paris Original Broadway Cast, Fun Home, Original Broadway Cast, Hamilton, Original Broadway Cast, The King & I, 2015 Broadway Cast, Something Rotten!, Original Broadway Cast
En İyi Derleme Soundtrack Albümü
Empire: Season 1, Various Artists, Fifty Shades of Grey, Various Artists, Glen Campbell: I'll Be Me, Various Artists, Pitch Perfect 2, Various Artists, Selma, Various Artists
En İyi Müzik Video
"LSD" A$AP Rocky,"I Feel Love (Every Million Miles)" The Dead Weather, "Alright" Kendrick Lamar, "Bad Blood" Taylor Swift featuring Kendrick Lamar, "Freedom" Pharrell Williams
En İyi Müzik Film

Mr. Dynamite: The Rise Of James Brown,Sonic Highways, What Happened, Miss Simone?, The Wall, Amyyorken yapımcı Max Martin'in 6 adaylığı vardır.

AMY WINEHOUSE

“Ben tam soyadım gibiyim” diyerek alkol sorununu dillendirmekten çekinmeyen, soul müziğin divası olarak kabul edilen, 5 Grammy ödüllü Amy Jade Winehouse 14 Eylül 1983'te  Londra'nın kuzeyindeki Southgate semtinde,  Yahudi bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi.
Southgate’in banliyö bölgesinde büyüdü. Ailesi caza yönelmesinde etkili oldu. Winehouse'ın babası Mitchell taksi şoförü, annesi Janis (kızlık soyadı Seaton) eczacıdır. Winehouse'ın ailesinde, özellikle anne tarafından olan akrabalarında çok sayıda caz müzisyeni vardı. Aynı zamanda babaannesi de şarkıcıydı.
9 yaşındayken annesi ve babası boşandı. Aynı dönemde büyükannesi Cynthia, Susi Earnshaw Tiyatro Okulu'na girmesini önerdi.
Susi Earnshaw Theatre School'a başladı ve burada 4 sene boyunca eğitim aldı. Winehouse, Tam zamanlı eğitim veren Sylvia Young Tiyatro Okulu'na başlamadan önceki dört yıl boyunca Earnshaw okuluna gitti ve bir iddiaya göre "okul ve derslere ilgisi olmadığı" ve burnunda piercing olduğu için okuldan uzaklaştırıldı.
Susi Earnshow Theatre School dışında Sylvia Young Theatre School, The Mount School, Mill Hill, BRIT School, Southgate School ve Ashmole School'da eğitim gördü.Sylvia Young Okulu'nda 1997'de The Fast Show'un bir bölümünde sahne aldı.
13 yaşında ilk gitarına sahip olan Winehouse kendi bestelerini yapmaya başladı. Bu dönemde Bolsha Band adındaki yerel bir müzik grubunda şarkı söylüyordu.
16 yaşında okul arkadaşı ve pop yıldızı Tyler James, Winehouse'un demosunu yetenek avcılığı yapan bir firmaya gönderdi. Daha sonra Winehouse, James sayesinde Island/Universal ile anlaştı ancak bu anlaşma çok uzun sürmedi.
17 yaşına geldiğinde National Youth Jazz Orchestra'nın kadın vokali olarak sahne almaya başladı.

İlk Albüm:Frank

Winehouse 20 Ekim 2003'te ilk albümünü, Tyler James sayesinde tanıştığı Salaam Remi'nin yapımcılığını çıkardı. caz etkilenmelerinin büyük ölçüde kendini gösterdiği "Frank" adlı ilk albümde yer alan tüm şarkıların yardımcı yazarlığında Winehouse'un imzası bulunuyordu.
Albümden dört tekli çıktı:
''Stronger than Me'',
"Take the Box",
"In My Bed"/"You Sent Me Flying"   ve
"Pumps"/"Help Yourself".
Ayrıca albüm Amy Winehouse'un ülkesinin önemli bir caz artisti olarak tanınmasını sağladı.

Frank çıktığı anda listelerin başına yerleşti ve Winehouse'a ödül üzerine ödül kazandırdı. BRIT Ödülleri'nde Kadın Solo Sanatçı ve Kentsel Eylem dallarında aday oldu.
 2004 yılının sonlarına doğru, "Stronger Than Me" Şarkı Yazımı Yarışması'nda "En İyi Çağdaş Şarkı" ödülüne layık görülmesini sağladı.,
Winehouse, Glastonbury ve V festivallerine katıldı ve Avrupa'nın önemli şehirlerinde konserler verdi
Frank, İngiltere'de yılın en çok satılan 13. İrlanda'da 70. Jameika'da ise 89. albümü oldu. Albüm aynı zamanda 2004 yılında Merkür Ödülleri için finale kaldı ancak ödülü Basement Jaxx'ın Kish Kash albümü kazandı.
Winehouse'ın, sözlerinin neredeyse tamamını yazdığı albümün aldığı eleştiriler kusursuzdu. Ancak ne yazık ki Winehouse İngiltere'de Platin Plak da kazanan albümünden pek de hoşnut değildi.
 2006'da The Sun gazetesine verdiği röportajda “ ‘Frank' albümünü artık dinleyemiyorum bile. Aslında hiçbir zaman dinleyemedim. Daha sonraları ise”Şimdi 'Frank' kulağıma çok farklı geliyor. Onunla hala gurur duyuyorum, hala güzel bir albüm olduğunu düşünüyorum fakat bugünkü deneyimim ve bakış açım olsa, 'Frank' bambaşka bir albüm olurdu."dedi. Amy,Frank'ten %80 Back to Black'ten ise %150 memnun kaldığını da sözlerine eklemiştir."
2003'ün Ocak ayı Winehouse'ın hayatındaki dönüm noktası oldu. İleride eşi olacak Blake Fielder-Civil ile yerel bir barda tanıştı. Blake uyuşturucuya batmış işsiz biriydi. Amy'i uyuşturucuya teşvik edende Blake oldu. Amy Sigara ve alkol kullanıyordu ancak Blake ile tanışmasından sonra bunlar arttı ve yanlarına bir de uyuşturucu eklendi Blake Amy için talihsiz biriydi. Kişiliksiz bir insandı ancak Amy onu çok seviyordu.Amy’nin ikinci albümü olan ‘Back to Black’  Ekim 2006'da  yayınlandı.
 Frank'in başarısını katlayan albümde Winehouse'ın özel hayatıyla ilgili şarkılar vardı. Winehouse'ın aşırı kilo kaybetmesi ve basına yansıyan sarhoş görüntüleri dolayısıyla uyuşturucu probleminin magazin basının odak noktası olduğu dönemde, ‘Back to Black' albümündeki Rehab (rehabilitasyon) şarkısı özellikle çok ses getirdi. Şarkının nakaratında "Beni rehabilitasyona göndermeye çalıştılar ama ben hayır dedim" sözleri geçiyordu.

 Back to Black ile En İyi Yeni Sanatçı, Yılın Kaydı, Yılın Şarkısı dahil olmak üzere altı dalda Grammy Ödülü'ne aday gösterildi ve beşini kazandı. Böylece bir gecede en çok ödül kazanan kadın şarkıcı rekorunu kırdı ve beş Grammy kazanan ilk İngiliz şarkıcı oldu.
14 Şubat 2007'de En İyi İngiliz Kadın Sanatçı dalında bir BRIT Ödülü kazandı, ayrıca En İyi İngiliz Albümü dalında aday gösterildi.
 Üç defa Ivor Novello Ödülleri'ne aday gösterildi: biri 2004'te "Stronger Than Me" ile En İyi Çağdaş Şarkı (söz ve müzik) dalında, biri 2007'de "Rehab" ile En İyi Çağdaş Şarkı dalında ve biri 2008'de "Love Is a Losing Game" ile En İyi Söz ve Müzikli Şarkı dalında.
Albüm, Birleşik Krallık'ta 2000'lerin en çok satan üçüncü albümü oldu.
Albüm İngiltere'den bir ay sonra Amerika tanıtımını yaptı ve Winehouse Billboard sıralamasında bir İngiliz kadın sanatçı olarak kimsenin oturamadığı bir sıraya yerleşti. Albüm İngiltere ve Amerika'da aylarca ‘Top 10’ listesinde kaldı ve 2007'de İngiltere'nin en çok satan albümü sıfatını hakkıyla kazandı.

2007 Mayıs'ında Blake Fielder-Civil ile evlenen Winehouse, Ağustos'un başlarında aşırı dozda uyuşturucu alması sonucu hastaneye kaldırılan Winehouse hayatını kocasının kurtardığını söylüyordu.

Ağustos'un sonlarına doğru ise Sanderson Hotel'de kavga eden çift şiddetin dozunu kaçırmıştı. Winehouse'un görülebilecek yerlerinde morluklar vardı ve kıyafeti kan içindeydi. Fielder-Civil'in de yüzünde ve boynunda hafif yaralar görünüyordu. Winehouse inatla kocasının kendisine vurmadığını iddia etti.
2007 yılının Ekim ayında Winehouse, kocası ve kuaförü üzerlerinde yüksek miktarda esrar bulundurdukları için Norveç'te tutuklandılar. Kefaleti ödeyip çıkan üçlü için Norveç'teki tutukluluk uzun sürmese de Fielder-Civil ailesi 20 gün sonra Londra'da yeni bir tutuklamayla karşı karşıya kaldı. Fielder-Civil Daha önce bir barmeni dövdüğü için kendisine açılan davayı rüşvetle ortadan kaldırmaya çalışıyordu ancak yakalanmıştı.
Kocası tutuklandıktan bir hafta sonra sahneye çıkan Winehouse sahnede tökezliyor ve seyirciye küfrediyordu. Birmingham'daki National Indoor Arena'daki konserinde Winehouse performansı boyunca yuhalandı. Sonraki konserlerinin hepsini iptal eden Winehouse, resmi web sitesinde hayranlarına, eşi olmadan sahneye kendini veremediğini anlatıyordu. Yaklaşık bir ay sonra kocasının soruşturmasıyla bağlantısı olduğu gerekçesiyle Winehouse da tutuklandı.

Ocak 2008'de Winehouse'ın kokain içerken çekilen görüntüleri bir anda gazete ve televizyonlarda yayınlanmaya başladı. Nisan ayında tutuklanıp sorguya çekilen Winehouse'ın Amerika vizesi uyuşturucu kullanma gerekçesiyle iptal edildi.
2008'e gelindiğinde artık Amy Winehouse dünyanın en başarılı caz vokallerinden biri sayılıyordu ancak davranışları ve alışkanlıkları yüzünden hayranları tarafından çok eleştiriliyordu.Grammy Ödülleri'nde ödülleri toplayarak ülkesinin rekorunu kırdı . Rehab şarkısıyla Yılın Kaydı, Yılın Şarkısı, En İyi Kadın Pop Vokal Performansı ödüllerini, Back to Black albümüyle ise Yılın Albümü ödülüne aday olurken En İyi Pop Vokal Albümü ödülünü aldı. En İyi Yeni Sanatçı ödülünü de alan Winehouse, yapımcı Mark Ronson'a da Yılın Yapımcısı ödülünü kazandırdı.
Winehouse, Grammy'de 5 ödül birden alarak 2009 Guinness Rekorlar Kitabı'na "En çok Grammy Ödülü kazanan İngiliz kadın sanatçı" olarak girdi.



1955 yılından bu yana her yıl Londra'da Britanya Besteci ve Şarkı Yazarları Akademisi tarafından takdim edilen Ivor Novello Ödülleri'nde 2008 yılındaki en büyük ödül için 2 adaylığı bulunan ilk sanatçı Amy Winehouse oldu. Love Is A Losing Game ve You Know I'm No Good şarkıları Sözü ve Müziği En İyi Şarkı dalında birbiriyle yarışıyordu. Love Is A Losing Game ile ödülü alan Winehouse aynı zamanda, 2006'de En İyi Çağdaş Şarkı ödülü kazanan Rehab şarkısı ile de En Çok Satan İngiliz Şarkısı ödülüne adaydı.
2009 yılının başında medyanın, çalıştığı şirketin ve ailesinin baskısıyla rehabilitasyona gönderilen Winehouse daha önce kocası Blake Fielder-Civil'in tutuklandığı davayla bağlantısı olduğu gerekçesiyle ve uyuşturucu dolayısıyla kısa süre arayla tutuklandı. Winehouse 2008 senesinin büyük kısmını hastanelerde, rehabilitasyon merkezinde ya da nezarethanede geçirdi. Bu dönemde uyuşturucu bağımlılığı gitgide çığırından çıktı.
2009 boyunca Karayipler'deki Saint Lucia adasında yaşayan Winehouse yapımcısı Salaam Remi ile 2010'da çıkarmayı planladığı yeni albümü üzerine çalışıyordu.Bu yılın sonları Blake Fielder-Civil ile olan şiddetli ve olaylı evliliğinin son noktaya geldiği dönemlerdi. Fielder-Civil'in Winehouse'ı aldattığı söylentileri ve Winehouse'ın bu yüzden boşanma davası açtığı gündemdeydi.

Fielder-Civil davasının hemen sonrasında ölene kadar birlikte kalacağı ve evlenme planları yapacağı Reg Traviss ile birlikteliğe başlamıştı Amy. Yine de tam boşanma döneminde bir dergiye yaptığı açıklamada Blake Fielder- Civil'e hala âşık olduğundan bahsediyordu.
2010 yılını olaysız ve gözlerden uzak, rehabilitasyonda geçiren Winehouse'ın Temmuz 2011'deki Avrupa turunda, 2007 konserlerine benzer hatta çok daha aşırı olaylar yaşandı. Sanatçı bu kez şarkı sözlerini, grup üyelerinin isimlerini ve hatta bulunduğu ülkeyi ve şehri bile hatırlamıyordu. Sahnede körkütük sarhoş olan, küfreden ve ayakta durmakta zorlanan Winehouse'ın Belgrad'daki konserinde ipler koptu. Konser boyunca yuhalanan sanatçının turunun bir sonraki basamağı ise İstanbul’du.

Amy Winehouse’ın 20 Haziran’da İstanbul’da konser vereceği haberi, yılın en önemli konseri olarak değerlendirildi.
Amy olaylı Belgrad konseri sonrası konserden bir gün önce sessiz sedasız Atatürk Havalimanı’na özel uçağıyla geldi. Geldiği günün akşamı yani İstanbul konserinden bir gün önce konser turunu iptal ettiğini açıkladı ve dinlenmek için ülkesi Londra’ya geri döndü.

Uyuşturucu ve alkol sorunlarıyla boğuşan Winehouse 23 Temmuz 2011 tarihinde Londra'daki evinde ölü bulundu. Uzun sürenin ardından ölüm nedeninin alkol zehirlenmesi olduğu anlaşıldı. Müzik dünyası şoktaydı. Gencecik yaşında soul müziğin divası olarak anılmaya başlayan Amy artık yoktu. Arkasında milyonlarca hayranını ve sadece müziğini bırakmıştı.


Amy, tıpkı Brian Jones, Jim Morrisson, Kurt Cobain gibi 27 yaşında hayatlarını kaybetmiş efsane isimlerden biri oldu. Artık Tam 39 kişi gibi o da Forever 27 Club’ın (Sonsuza Dek 27 Kulübü) bir üyesi olmuştu.
Ailesi ve arkadaşları, 26 Temmuz 2011'de cenazesine katıldı.
 Daha sonra cesedi Golders Green Crematorium'da yakıldı.

Winehouse öldükten sonra babası kızı adına "Amy Winehouse Vakfı"nı kurdu ve vakfa yapılan bağışlarla özellikle uyuşturucu bağımlısı ve hasta çocuklara yardım etmeye ve çocukları rehabilite etmeye başladı.
Aralık 2011'de Winehouse'ın prodüktörü Salaam Remi Island Records'tan Amy'nin daha önce yapılmış kayıtları ve hatta demolarından oluşan "Lioness: Hidden Treasures" albümünü çıkardı. Albüm, bazıları Back To Black albümü için kaydedilen demolar bazıları da 2010'da çıkması planlanan ancak çıkamayan üçüncü albümü için alınan kayıtların bir derlemesiydi.

26 Haziran 2012'de Winehouse'ın babası Mitch Winehouse kızının hayatını kendi gözlerinden anlatan ‘Kızım Amy’ kitabını Amerika'da çıkardı. Kitabın İngiltere baskısı da bir süre sonra raflarda yerini aldı .
Ancak biz son belgesel ‘Amy’ sayesinde gerçekleri daha net görebiliyoruz.Amy’nin, yüzünden hiç eksik olmamış o ifadesi, belki şu an orada da devam ediyor: “Benim burada ne işim var?” Haklıymış meğer. : İntihar ya da ölüm aklında olmayan canı ‘idollerim’ dediği Dinah Washington ve Sarah Vaughan gibi siyahi müzisyenlerin ışığında, caz söylemek isteyen bir hayalperest.

Fakat hesaba katmadığı iki erkek var: Biri sevgilisi Blake  diğeri babası Mitch …
Her şey babada başlıyor, babayla bitiyor. Bir cesaret Blake’ten arınmaya çalıştığı anlar var. Fakat bu kez karşısındaki güç, rehabilitasyon sonrası inzivaya çekildiği tatil günlerine bile realite şov kameramanıyla kapısına dayanan, kızının “Babacığım bunları beraberinde getirmek zorunda mıydın?” çaresizliğini yutabilen bir baba. Yakın dostlarının müdahale çabasına rağmen, Amy’ye “Şov devam etmeli, çok büyük bir yıldız olacaksın” diyen, turneleri ısrarla iptal etmeyen bir menajer. “Canın istemiyorsa rehabilitasyona gitme kızım” diyebilen bir Winehouse. Kariyerini, şöhretini, Twitter’ını “Londra’da taksi şoförü / Amy’nin babası” gibi bir ‘planlı masumiyet’ üzerine kuran; bugün 60 bin takipçisine belgeselin berbatlığından, kendi yazdığı kitabın şahaneliğinden bahseden görkemli bir ‘baba’.

Kısacası kızını( tıpkı nefret kustuğu sevgilisi Blake gibi )bir banka olarak gören,Dünya’ya çok şey vaat eden bir kızın hayattan bu kadar erken  kopmasına göz yuman,şanı ve şöhreti rehabilitasyona ihtiyacı olan küçük kızının önüne koyan biri o.Belki Amy’yi kendine göre sevmiştir.Bilemeyiz.Ancak yeterli olmadı.Eğer yeterli olsaydı zaten,Jade bu kadar erken ve yavaşça ellerimizin arasından kayıp gitmezdi…
Amy’nin hayranlarının kesinleşmiş bir adı yok ancak onlar kendilerine “Winette” ya da “Winelove” demeyi tercih ediyor.Ve bir Winelove sözü der ki;”Hayat kısa. Her şey olabilir. Bir köşede oturup 'eğer', 'ama' diye düşünmenin bir anlamı yok…”